Kritik

Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları ve Küçük Bir Devriliş

“Sorun odaklı çocuk edebiyatı” bir çatı kavram olarak içine her tür sorunu alabilen geniş bir yapıya işaret eder.

Mustafa Ruhi Şirin, Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış: Çocuk Edebiyatı Nedir Ne değildir? adlı eserinde yer alan “Sorun Odaklı Çocuk Edebiyatı” başlıklı yazısında sorun odaklı çocuk edebiyatının, bir soruna sahip olan çocukların yaşadığı zorlukları, bir soruna sahip olmayan çocuk okurlara doğru bir şekilde anlatabilmeyi amaçladığına değinir (87). “Sorun odaklı çocuk edebiyatı” bir çatı kavram olarak içine her tür sorunu alabilen geniş bir yapıya işaret eder. Şirin’in sözü edilen eserinde yer verdiği konular arasında da “her türlü ihmal, fiziki, ekonomik, cinsel ve duygusal istismar, boşanmış aile çocukları, engelli olma durumu, göç çocukları, savaş mağduru gibi güç koşullardaki çocuklar, aile içi iletişimsizlik, iletişim araçlarının etkileri, ırkçılık-ötekileştirme ve çevre sorunları” gibi sorunlar vardır (88). Çocuk okurun sorunlarından biri olan engelli olma durumuna dair Şirin şöyle bir açıklama yapar: “İlk olarak kurgulanan engelli karakterin olumlu özellikleri olan bir birey olarak çizilmesi, eseri okuyan engelli çocukların karakterle özdeşleşmesini sağlar. İkinci olarak ise eseri okuyan engelsiz çocuklar da bir engellinin yaşamı konusunda duygudaşlık geliştirebilirler” (Şirin 88). Bir soruna sahip olan ve olmayan çocuk okurlara hitap eden bu yaklaşıma sahip eserler, bir yanıyla sorun(lar)la yüzleşmenin ve kabullenmenin öneminin, soruna sahip olan çocukların yalnız olmadığının, gücün ve sevginin sıfatlara, ırklara, uzuvlara, metaya vb. bağlı olmadığının mesajını verirken bir yandan da ötekiyle empati yapmaya ve bir soruna sahip olan çocuğun nasıl hissettiğini anlamaya, farklı dünyaları ve hayatları öğretmeye yardımcı olabilir. Bu yazıda da Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları sorun odaklı çocuk edebiyatı bağlamında ele alınacaktır.

2018 yılında Fransa’da yayımlanan ve Ocak 2022 yılında Bade Baran çevirisiyle ve Nar Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları ilk bakışta bildungsroman türünde değerlendirilebilecek bir eserdir. Kitabın kapağında kahramanımız Jacominus çizimi karşılar okurları ki kendisi bir tavşandır. Kapak çevrildiğindeyse okuru otuz dört “kişi” beklemektedir (Dautremer I-II). Kitabın hem yazarı hem de çizeri olan Rébecca Dautremer, söz konusu otuz dört kişiyi okuyucusuna ismen tek tek tanıtır ve birbirleriyle olan bağlarına işaret eder. Akraba ve arkadaşlık üzerinden şekillenen bu bağlar, Jacominus ve ailesi dolayımıyla serimlenir.

Kitabın künyesinin yer aldığı sayfadaysa yazar, okurlarını “sen” diliyle, kısa bir kontrat mahiyetinde düşünülebilecek şu sözleriyle anlatıya davet eder:

Bu kitabı ellerinde tutan sen… Sayfalarını çevirdiğin için sana teşekkür ederim. Büyük bir dikkatle kurguladım hikâyesini, çizdim resimlerini […] Bir yetişkinsen eğer, bu kitabın sana göre olmadığını çünkü resimlerle dolu olduğunu düşünebilirsin belki. Acaba? Ne komik bir düşünce bu! Bu kitabı büyükleri de düşünerek meydana getirdim elbet! Küçüksen eğer, bu kitap yer yer sana gizemli görünebilir belki. İçini ferah tut; üzerine biraz düşünüp çok şey çıkarabilirsin. (III)

Bu kontratta Dautremer muhatap okurunu yetişkin ve küçük olarak ayrı tahayyül etse de, herkesin bu kitaptan kendi heybesine bir şey doldurabileceğini söylemeyi de ihmal etmez. Dolayısıyla her ne kadar çocuk kitabı olarak kategorize edilse de, Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları bir bakıma yaşsız bir kitaptır da denilebilinir.

Anlatı “yaşamaya değer olan bir yaşam”a sahip olacak olan Jacominus’nün doğumuna duyulan heyecanla başlar. Okur, bebek Jacominus’nün resmini görür ilk önce ve daha sonra da, onu “dört gözle” bekleyen otuz dört kişiyi (Dautremer 3). Odak, paha biçilmez anlarını okuyacağımız Jacominus’ye geçmeden önce anlatıcı; Jacominus’nün annesinin, babasının, arkadaşlarının ve hatta kendisinin birkaç kusuru olduğunu ve bu kusurların “kabullenilmesi” gerektiğine dair hatırlatma yapar (Jacominus’nün babası kötü huylu ve annesi kompleksli biridir) (Dautremer 5). Bu hatırlatmaların Jacominus’un hayat öyküsünün başında yapılması önemlidir çünkü “eksiklerine, zorluklarına, sorunlarına ve aksaklığına” rağmen Jacominus’nün hayatı yaşanmaya değer ve paha biçilemez anlarının toplamıdır.

Nedir peki bu eksikler ve zorluklar? Aklı bir karış havada olan Jacominus küçükken verandaya inen dört basamağın en tepesindeki basamaktan aşağıya doğru “küçük bir devriliş” yaşar (Dautremer 8). Bu küçük devrilişin sonucunda, bir bacağı diğer bacağına göre “uyuşuk” ve “aksak” kalır ve ömür boyu sahip olacağı bir engeli oluşur. Fakat bu aksaklık/engel hiçbir zaman onu durduran ve hayata karşı onu zayıflatan bir özellik olarak belirmez. Filozof büyükannesi Beatrix’in de dediği gibi: “küçük bir aksaklıktan kimseye zarar gelmez” (Dautremer 8). Yaşadığı “bir küçük devriliş”ten sonra Jacominus artık koltuk değnekleriyle görülür. Aksaktır ama tamdır, aksaktır ama devam eder; aksaktır, sinek avlayamaz ama sevdikleriyledir Jacominus. Aksak ayağı yani engeli onu bazı küçük konularda sınırlasa da, sevdikleriyle bir arada olmasına, sevgili, eş, baba, evlat, arkadaş, filozof ve polyglot olmasına engel değildir. Zaten engel nedir?

Büyükannesi gibi filozof olmak isteyen Jacominus’nün felsefesi hikâyesinin son anına kadar okunur. Felsefeye duyduğu ilgi onu çeşitli dillere iter ve -sırasıyla- mükemmel derecede İngilizce, Rusça, İtalyanca, Korsikaca, Latince; biraz Farsça ve Urduca ve Vietnamca öğrenir (Dautremer 21-22). “Az konuşan birine göre bu kadar dil fazlaydı” der anlatıcı ve her bir dilin yeni bir insan olduğunu gemi yolculuğuna çıktığı sayfalarda fotoğraf kareleri aracılığıyla aktarır okuyucuya. Yolculuğunda Jacominus’un yolu; “ona benzeyenlerle, onun anlamadığı diğerleriyle, hesapsız sevdikleriyle, birlikteyken kendini iyi hissettikleriyle, onu allak bullak edenlerle, güven besleyecekleriyle ya da kendini sakınması gereken diğerleriyle [ve] asla yeterince teşekkür edemeyeceği diğerleriyle” kesişir (Dautremer 23-24). Karşılaştığı bazı olaylarda üzülse de hayatı acımasız bulsa da her zaman galip gelememenin önemini bilir Jacominus. Tam da bu sırada “büyük gemiden inen Jacominus trene bin[er]; yaşamınkine.” (Dautremer 35). Böylece resimler okunduğunda Jacominus’nün Douce ile evlendiği ve baba olduğu görülür (Dautremer 36). Üç çocuğu ve bir bastonuyla hayatına devam eder.

Baba, eş ve filozof olan Jacomunis’nün hikâyesinin sonunda tüm hikâyenin çerçevesi anlaşılır aslında. Anlatıcı şöyle der: “Gücünü en önemlisi için saklıyordu.” (Dautremer 44). Sonra bu “en önemli” şeyleri açıklar: “Parkta ağaçların arasından esen rüzgârın uğultusunu biraz daha duymak. Verandaya düşen yağmur sesini hatırlamak. […] Gelgitin vurduğu kumda martıların bıraktığı küçük ve nemli ayak izlerini fark etmek. […] Douce Vidocq’un şemsiyesinin şaklaması. […] Douce’un yoldaki çiçeklere takılan elbisesi. […] June, Nils ve Mona’nın küçük adımları, ağlayışları, gülüşleri.” (Dautremer 44). Jacominus’nün önemli gördüğü her şey günlük hayatın ufak detaylarıdır sadece. Azın, küçüğün, ânın ve sevdiklerinin kıymetini bilmek onun için hayatın en önemli değerleridir ve güce en çok bu noktalarda ihtiyacı vardır. Sevmek, günlük hayatta huzur veren detaylarını görmek, sevdiklerinin her ânının anlamına vakıf olmakla aksak/engelli olmanın arasında bir bağ yoktur. Evet, koşamaz Jacominus ama sevebilir ve bunun aksaklığıyla/engeliyle bir ilgisi yoktur. Badem ağacının altında uykuya dalmadan önce Jacominus yaşamına son kez şöyle seslenir: “[…] Bana küçük bir devriliş, bir aksak ayak verdin ve beni canımdan bezdirdin ama seni sahiden sevdim. Ve biliyor musun eski dostum, fazlasıyla yaşamaya değerdin!” (Dautremer 46). Bu seslenmeyi anlatıcı Jacominus’un hayatını hesaba dökerek tamamlar ve sayılar diliyle yaşadıklarını yazar: “+1 küçük devriliş, +78.364 unutulmaz rüya, +948.487 önyargı” ve daha fazlası (Dautremer 48).

Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları‘nı incelerken gözden kaçırılmaması gereken bir diğer husus da, yazar ve çizer olan Rébecca Dautremer’in çizimlerindeki fotoğraf gerçekçiliği ve resimlerin ana öyküye paralel ilerleyen ancak farklı okuma pratiklerine de açık olmasıdır. Resim ve anlatı arasında beliren metnin anlamını çoğaltan bu ilişki Jacominus’nün hikâyesini güçlendiren bir diğer durumdur. İki sayfayı kaplayan tek bir resim olarak beliren çizimlerin yanında, Jacominus’nün hayat yolculuğunu imleyen fotoğraf karelerinden ve kolajlarından oluşan diğer sayfalar, hem anlatım hem de çizim itibariyle büyük hikâyelerin altında kalan o küçük bireysel hikâyelerin aslında gözden çabucak kaçan derinliğini keşfetmeye sakinlikle alan açar (Dautremer 11-12). Dautremer, resmedilen fotoğraf kareleriyle beraber Jacominus’nün hayat yolundaki tecrübeleri, çektiği zorlukları, aksaklığı/engeli, yaşadığı güzel anları ve Douce ile yaşadığı aşkı nostaljik bir hatırlamayla aktarır okuyucuya (Dautremer 23-24). Bu noktada Dautremer hikâyenin akışını sadece yazı üzerinden sürdürmez, resim okuma pratiğiyle okurun hikâyenin bilinmeyen parçalarını tamamlanmasına imkân tanır.

Sonuç olarak, Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları’nda engel kelimesi kullanılmadan engelli bir özne olmanın ne olduğu, bu engelin neye engel olmadığı düşüncesi dolayımıyla okuyucuya verilir. Anlatıcı, epik kahramanların gölgesinde seyreden klasik masal formunun dışında sıradan bir kahramanın hayatını biricikleştirir. Mustafa Ruhi Şirin’in Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış: Çocuk Edebiyatı Nedir Ne değildir? adlı eserinde ele aldığı “Sorun Odaklı Çocuk Edebiyatı” yazısı ile Jacominus’nün hayat öyküsü birlikte değerlendirildiğinde Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları okurlarını engelli bireyi kabule, yalnız hissetmemeye, aksak durumların yanında aksak olmayan ve insanı hayata karşı mutlu ve güçlü hissettirecek yanların olduğunu görmeye davet ederken; bir soruna sahip olmayanları ise başka hayatları görmeye, bir soruna sahip olan çocukların güçsüz olmadığını anlamaya ve onların da herkes kadar aynıyken herkes kadar farklı olduklarını anlamaya ve empati kurmaya davet eder. Kısacası, -yazar ve çizer Dautremer’in okuyucuyla konuştuğu ve “kontrat” imzaladığı metindeki gibi- Jacominus, sıradan ve bazen engebeli olan yaşamların önemli yanlarını görmeyi öğütler okurlarına.

 

Kaynakça

Dautremer, R. Jacominus Gainsborough’un Paha Biçilemez Anları. Çev. Bade Baran. İstanbul: Nar Yayınları,

2022.

Şirin, Mustafa Ruhi. Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış: Çocuk Edebiyatı Nedir Ne değildir? İstanbul: Uçan At

Yayınları, 2021.