Kritik

Bir Başarı Simgesi Olarak Muhteşem Aşçı'nın “Profiterol Kulesi”

Melike Günyüz’ün Türkçeye kazandırdığı ve 2021 yılında Erdem Yayınları’ndan çıkan Kate Davies’in, Muhteşem Aşçı kitabında özgüvenin kişinin gelişimine etkisi Stefan karakteri üzerinden anlatılır. Stefan, yetenekli ve özgüvenli bir bireydir.

Melike Günyüz’ün Türkçeye kazandırdığı ve 2021 yılında Erdem Yayınları’ndan çıkan Kate Davies’in, Muhteşem Aşçı kitabında özgüvenin kişinin gelişimine etkisi Stefan karakteri üzerinden anlatılır. Stefan, yetenekli ve özgüvenli bir bireydir; şef aşçının fikirlerine değer vermemesi ve özgüvenini zedelemesine rağmen, kendine inanarak hem göze hem damağa hitap eden muhteşem bir profiterol kulesi yapar. Metinde özgüvenin yıkılışı ve daha sonra yeniden canlanışı profiterol kulesiyle başarılı bir şekilde simgelenir.

Kişinin kendine yönelik olumlu yargılarının olması, kendini sevmesi, kendisinin yeterli olduğunu düşünmesi ve kendi değerinin farkına varması özgüven olarak adlandırılır (Gürşen Otacıoğlu 895). Özgüveni yüksek insan, huzurlu, mutlu ve sağlıklı olarak tanımlanır (Soner ve Oya 250). “Profiterol Kulesi”nin mimarı Stefan tam da böyle biridir. Şefinden saygı görmemesine rağmen kendine inanan ve yeteneklerinin farkında olan Stefan, mesleğinde yükselme fırsatı elde edecektir.

Anlatı mekânı “Muhteşem Otel”de “her şey saat gibi” kuralına uygun bir şekilde işler (2). Stefan dâhil bütün çalışanlar görevlerini -zincirin bir halkası olarak- aksatmadan yerine getirir. Stefan’ın görevleri; taşıma, servis yapma ve temizlemedir. Anlatıcının: “Aşçı yamağının pasta yapmasına asla izin vermezler. Bu otelde sadece şefler pasta yapabilir” (5) ifadesinden de anlaşılacağı üzere, çalışanların görev tanımlarının dışına çıkmaları kesinlikle yasaktır. Ancak Stefan bir yandan görevlerini yerine getirirken bir yandan da kendini şahane pastalar yapan bir şef olarak hayal eder. Bununla beraber Stefan görevlerini yerine getirirken pasta yaptığını hayal ettiği duygu durumları görsellerle okura aktarılır ve bu hayaller anlatıcı tarafından “olağanüstü” olarak adlandırılır (6).

 

 

Stefan, profiterol kulesini yapana kadar diğer insanların kendisine inanmadığının ve saygı duymadığının farkındadır. Kraliçeye şef tarafından hazırlanan profiterol kulesinde karamel kullanılması gerektiğini düşünür fakat şef Stefan’ın fikrine saygı duymaz ve “Bana ne yapacağımı söyleme! Bir yamaktan tavsiye alacak değilim.” (10) diyerek onun fikirlerini küçümser.

Diğer bireyler tarafından saygı duyulmamak başta kişinin duygularını ve davranışlarını etkiler (Gürşen Otacıoğlu 897). Otel mutfağındaki statüsünün farkında olan, kendi yetkinliğini arkadaşlarına ve şefine göstermek isteyen Stefan’a aşçı şefin kahkaha atarak: “Sen mi? Şef olacaksın, öyle mi? Doğru düzgün kahve bile yapamıyorsun. Çabuk mutfağımı terk et!” (10) demesi kahramanı duygusal olarak yıkıma uğratır. Bu yıkımın bir belirtisi olan Stefan’ın yüz ifadesi ve beden dili görseller yardımıyla okura gösterilir. Stefan saygı görmediği ve küçümsendiği otelden sessizce ve boynu bükük bir şekilde ayrılır.

 

 

Stefan, şefin ve çalışma arkadaşlarının sandığı gibi biri olmamakla beraber başarılı, güçlü ve özgüveni yüksek bir karakterdir. Kendine inanmaktan vazgeçmez ve “iyi kahve yapabildiğini göstermek için kendine bir fincan kahve hazırlayarak, tarihin en yüksek profiterollü kulesini” yapar (12). Stefan’ın oteli terk edip işini bırakmasının ardından Muhteşem Otel’in saat gibi işleyen düzeni bozulur, otelde yangın çıkar ve kraliçeye büyük profiterol kulesi sunulamaz. Tam da bu noktada, Stefan yangına yardım etmek üzere otele giderken yanında -kraliçenin ifadesiyle- “müthiş vanilyalı, kremalı, çikolatalı harikulade” (21,22) kokan tarihin en büyük profiterol kulesini götürür, kendi yeteneğini ve bilgisini gösterme fırsatını yakalar.

Gerçek kendine güven, başkalarının değerlendirmesine dayanır ve başarı ile desteklenmeye ihtiyaç duyar. Bu başarı sağlandığında kişi kendini daha iyi hisseder ve hedef yükselterek bütün potansiyelini yansıtır (Acar, “Özgüven mi…” s.y.). Eserin sonunda Stefan artık pasta şefidir ve başarısının ödüllendirilmesi, çevresi tarafından kabullenilmesi ve saygı duyulması üzerine yaşadığı mutluluk ve sevinç görseller yoluyla okura aktarılır; bu görsellerle birlikte hikâye ve Stefan’ın duygu durumu desteklenir. Stefan kendi saygınlığını profiterol kulesi gibi inşa eder ve çevresi tarafından kabul edilişinin ışıltısı profiterol süslemeleri gibi yüz ifadesine yansır.

 

 

Sonuç olarak, Kate Davies bu eserinde, muhteşem otelde çalışan aşçı yamağı Stefan’ın kendi üstü olan aşçı şef tarafından desteklenmemesi ve düşüncelerine değer verilmemesine rağmen kendine inanarak azimle ve sebatla çalışıp pasta şefliğine yükselişini masalsı bir şekilde anlatır. Stefan’ın kariyerinin, yapmış olduğu profiterol kulesi gibi yükselişi ve parlayışı metnin anlatı katmanlarında kendine yer bulur. Yazar bu eserle çocuklara, karşılarına çıkan zorluklar karşısında pes etmemeleri, kendilerine güvenmeleri ve yeteneklerinin farkında olmaları fakat başarılı olmak için de çok çalışmaları gerektiğini erken çocukluk dönemi eğitici kitaplarına uygun bir şekilde görsellerle destekleyerek aktarır. Özgüvenli, yeteneklerinin farkında olan ve yeteneklerini geliştirmek için çalışan çocuklar eninde sonunda Stefan gibi parlayacaktır.

 

Kaynakça

Acar, Baltaş. Özgüven mi? Özsaygı mı?. (2018, Ekim 17). Erişim adresi:  https://www.acarbaltas.com/ozguven-

mi-ozsaygi-mi/

Davies, Kate. Muhteşem Aşçı. Çev. Melike Günyüz. Erdem Çocuk, İstanbul, 2021.

Otacıoğlu Gürşen, Sena. “Öğretmen Adaylarının Problem Çözme Becerileri ile Özgüven Düzeylerinin

İncelenmesi”. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri 8/3 (2008): 893-923.

Soner, Oya. “Aile Uyumu, Öğrenci Özgüveni ve Akademik Başarı Arasındaki İlişkiler”, M.Ü. Atatürk Eğitim

Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi 12/12 (2013): 249-260.