Soruşturma

Ayşe Yazar: "Hayatın içinde ideoloji daima olduğuna göre ideolojisiz masal mümkün görünmüyor"

Masallarda mayalanmış olaylar anlatılır; onun hamuru dil, mayası zamandır. Kıvamı tutturmak ise anlatıcının maharetine bağlıdır.

Masallarda mayalanmış olaylar anlatılır; onun hamuru dil, mayası zamandır. Kıvamı tutturmak ise anlatıcının maharetine bağlıdır. Kadim zamanlardan beri masal anlatıcılarında ağırlık kadın anlatıcılarda. Masal anlatıcılığının popülerleşmesinde, kadının ilkel zamanlardakinin aksine yaşamda söz sahibi olmasının kısıtlanmasının etkisi düşünüyorum.

Masal kim için yazılır? Okunur mu anlatılır mı?

Masal, ruhunu umutla doyurmak isteyen herkes için yazılır. Anlatılanı dinlemeyi/izlemeyi tercih ederim. Çocukluğumda masalları kitaplardan okuduğum oldu ama akşamları komşularımızla bir araya geldiğimizde sırayla anlattığımız masallar hâlâ en canlı hatıralarım arasında.

 

Sizce bir masalın olmazsa olmazı nedir?

Tekerlemeler, masallardaki adalet duygusu ve iyiliğe sevk etme anlayışı.

 

İdeolojisiz masal mümkün mü?

William Randal “Yaşanmakta olan hayat, anlatılan hayattan ayrılamaz,” diyor. Hayatın içinde ideoloji daima olduğuna göre ideolojisiz masal mümkün görünmüyor. Adaletin tecelli ettiği masallardan sonra iç huzurumuzla yastığa başımızı koymanın keyfi oldukça ideoloji de masallarla yürümeye devam edecektir.

 

Masal anlatıcılığının giderek popülerleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Masallarda mayalanmış olaylar anlatılır; onun hamuru dil, mayası zamandır. Kıvamı tutturmak ise anlatıcının maharetine bağlıdır. Kadim zamanlardan beri masal anlatıcılarında ağırlık kadın anlatıcılarda. Masal anlatıcılığının popülerleşmesinde, kadının ilkel zamanlardakinin aksine yaşamda söz sahibi olmasının kısıtlanmasının etkisi düşünüyorum. Onlar da söz sahibi olmayı masallarla gerçekleştiriyor. Ümit Kaftancıoğlu “Masallar, kendini yüce sanan cücelerle, cüce bellenen yücelerin savaşı,” diyor. İnsanlar bu tür savaşları izlemeyi yahut dinlemeyi seviyor. İnsanlar özellikle modern çağda bu tür mücadelelere inanmaya daha çok ihtiyaç hissediyor. Çünkü makineleşen hayat düzeninde bunu yapmaya zamanı olmayan insan hazır yapılmışını tercih ediyor.

 

Klasik masalların yeniden yazılmasını ve art arda beyaz perdeye taşınmasını nasıl yorumluyorsunuz?

“Karşı masal” terimini düşündüğümüzde bunun yapılması gerek diye düşünüyorum. Çünkü asırların zevk ve tecrübe süzgecinden geçerek bugüne ulaşan masalların, değişen dünya düzeninde görevi -işlevi de diyebiliriz- de değişmeli. Kelile ve Dimne gibi yıllarca belli bir grubun egemenliğinde sır gibi saklanan masalları düşündüğümüzde masalların büyüleyici etkisi hangi çağda olursak olalım vazgeçilmezdir. Bu nedenle klasik masallar yeniden yazılıp yorumlanır ve beyaz perdeye taşınırsa insanlık için yapmak istediğimiz güzel şeyleri daha etkili şekilde başarabileceğimize inanıyorum. Bana göre masal, bir çeşit arınma ve kendini bulma yolu.