Soruşturma

Aytül Akal: "Eğer masal çocuklar içinse, sonu tatlı bitmeli"

Eğer masal çocuklar içinse, sonu tatlı bitmeli. Bırakın hiç olmazsa çocukluklarında mutlu yaşasınlar. Onların yaşam sevinçlerini ellerinden almak da ne oluyor? Zamanı gelince, gerçeklerle yüzleşecekler nasıl olsa.

Eğer masal çocuklar içinse, sonu tatlı bitmeli. Bırakın hiç olmazsa çocukluklarında mutlu yaşasınlar. Onların yaşam sevinçlerini ellerinden almak da ne oluyor? Zamanı gelince, gerçeklerle yüzleşecekler nasıl olsa. Hayal kurmalarına fırsat bırakmadan onlara küçükken hayatın gerçeklerini bombardıman etmek, sonra da büyüdüklerinde hayal gücünden yoksun olduklarından yakınmak, çelişki değil de nedir? Çiçekleri ezmeyelim, renkleri soldurmayalım, çocukluğu travmalarla harmanlayıp yok etmeyelim.

Masal kim için yazılır? Okunur mu anlatılır mı?

Her yaşta masal okunabilir ya da anlatılabilir. Her yaş için yazılabilir. Ancak masaldaki kavramların sadeliği ya da ağırlığı, hangi yaşa seslendiğini belirler. Yine de, çocuklarla aynı dünyada yaşıyoruz, onlar da aynı şeylere maruz kalıyor, zaten görüyorlar, biliyorlar bahanesiyle tecavüzden, tecavüze uğrayanın susması gerektiğinden söz eden, cinayetleri meşrulaştıran, şiddeti, vahşeti, istismarı, cinsiyet ayrımcılığını öven, dolandırıcılığı, sahtekarlığı, tembelliği, çıkar ilişkilerini başarı olarak gösteren masalların çocukların o naif dünyasında yeri olmaması gerektiğine inanıyorum. Gerçek hayatta çocuklar zaten bu kötülüklere asla maruz kalmamalı ki bence asıl yanlış bu noktada! Onlara vahşetle örülmüş bir dünya sunup, sonra da bunu masallarla pekiştirmeye, inandırmaya ve kabul ettirmeye çalışmak, yetişkinlerin acımasızlığından başka bir şey değil.

 

Sizce bir masalın olmazsa olmazı nedir?

Eğer masal çocuklar içinse, sonu tatlı bitmeli. Bırakın hiç olmazsa çocukluklarında mutlu yaşasınlar. Onların yaşam sevinçlerini ellerinden almak da ne oluyor? Zamanı gelince, gerçeklerle yüzleşecekler nasıl olsa. Hayal kurmalarına fırsat bırakmadan onlara küçükken hayatın gerçeklerini bombardıman etmek, sonra da büyüdüklerinde hayal gücünden yoksun olduklarından yakınmak, çelişki değil de nedir? Çiçekleri ezmeyelim, renkleri soldurmayalım, çocukluğu travmalarla harmanlayıp yok etmeyelim. Lütfen.

 

İdeolojisiz masal mümkün mü?

Çocuğa sevgiyi anlatırsanız, sevgiyi öğrenir. Merhametsizliği yüceltirseniz, merhametsiz olur. Anne babası ve yakın çevresi kadar, kuşkusuz, ona okunan öykü ve masallardaki karakterlerin davranışlarını da örnek alacaktır. Bu nedenle çocuk kitaplarında ideoloji ancak sevgi, empati, merhamet gibi olumlu kavramlar; adalet, paylaşım gibi insani değerler çerçevesinde olmalı. Din tüccarlığı yapmak, cinsiyet ayrımına yönlendirmek, şiddeti, çözüm yolu olarak göstermek o masalı yazanın ya da anlatanın vicdanıyla ilgili sanırım. Herkes yazabilir, her şey yazılabilir; bunu bilerek çocuklarımıza okuyacağımız ya da anlatacağımız masalları dikkatle seçerek, onun sevgi dolu dünyasının korku ve baskı düzeniyle yer değiştirmesine izin vermemeliyiz.

 

Masal anlatıcılığının giderek popülerleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İyi bir şey herhâlde. Anlatıcının gereğinden uzun ve sıkıcı olmaması şartıyla tabii. Yoksa mikrofonu eline geçirenin hakimiyetini uzatma çabası çok sıkıcı olabilir. Her konuda olduğu gibi bu işin gerçek ustaları var, çömezleri de, heveslileri de.

 

Klasik masalların yeniden yazılmasını ve art arda beyaz perdeye taşınmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Sinema salonlarına gidecek hiç vaktim olmuyor. Ancak televizyonda oynarsa, torunumla birlikte izlemek amacıyla hemen kaydediyor, önce kendim izliyorum. Vahşet ve kan odaklı olanları siliyorum. Prenseslerin kahramanlık yapan erkeklere armağan edildiği filmlere ise eleştirel gözle bakabileceğini umuyorum.

Yıllar önce bir okulda, 4-6 yaş grubuyla buluşmuştum. Çocukların masal kahramanlarının kıyafetleriyle gelmeleri istenmişti. O gün istisnasız bütün kızlar prenses giysisi içindeydi! Prensesliğin özendirilmesi ne kadar doğru, bunu irdelemek bana düşmez. Sonuçta ben de, bu yetişkin halimle bile eflatun tütü giyip başıma taç kondurmak ve elime sihirli değnek almak isterdim. Peki ama neden prenses olayım? Herkesin dileklerini yerine getiren bir peri kızı olmak daha iyi değil mi? Küçük kızlara prensesliği değil, başkalarının duygularını dikkate alan ve onlara yardım edebilen bir peri kızı olmayı özendirsek keşke, bu sayede hiç olmazsa prens sandıkları birinin hakimiyeti altında ezilmeyi kendilerine layık görmek yerine, empati duygusunu ve farkındalıklarını geliştirebilirler.