Kritik

Duygusal Sağaltım Aracı Olarak Endişe Ağacı: Arkadaşlık ve Hayvanlar

Yolculuğun seyrinde endişenin sağaltan dolayımlayıcıları endişe ağacı ve hayvanlarıdır. Her bir hayvana farklı bir endişe kaynağı atfedilerek öncelikle endişe duygusunun başarılı bir şekilde tanımlanması sağlanmıştır.

Marianne Musgrove’nin 2015 yılında Altın Kitaplar etiketiyle yayımlanan Endişe Ağacı yirmi üçüncü baskısıyla bu yıl yeniden okurlara sunuldu. Çok okunmasının yanında bol ödül alması ve konusunun güncelliğiyle dikkatleri üzerine çeken kitap aslında kaygı çağının insanlarına sesleniyor. Anlatı kahramanı Jüliet Jennifer Jones de tıpkı biz okurlar gibi endişeli, daha da fazlası olup biten tüm olumsuzluklar karşında kendini suçlu hissediyor. Anne babasının sık tartışması, kardeşi ile odasını paylaşamaması ve okulda yaşananlar onun bu endişelerini artırıyor. Metne gelecek olursak anlatı, Juliet ve kardeşi Ophelia’nın aynı odayı paylaşmaktan kaynaklanan gerginlikle başlıyor.

Juliet gerginlik hissi ve benzeri duygulanımlar karşısında bedeninde bazı fizyolojik belirtiler gösteren, olaylar karşısında kayıtsız kalamayan bir kahramandır. Rahatlamak için birçok yola başvursa da bu duruma kesin bir çözüm bulamaz. Üstelik bu süreğen olay ebeveynlerini de yormaktadır. Seçenekleri çok fazla olmamakla birlikte kesin çözüm iki kız kardeşin odalarını ayırmaktır. Ancak bu gelişme Juliet için yeni “endişeler” demektir. Taşınacağı odadan çıkarılan eşyalar ebeveynlerinin diyaloglarına bir tartışma konusu daha eklerken, yazar burada okurun zihninde bir kapıyı aralar: Yenilikler çoğu zaman insanı rahatlatsa da yarattığı belirsizlikler bazı özneler için oldukça zorlayıcı olabilir. Odayla birlikte okurla tanıtılan babaanne karakteri, bilge ve sevecen tavırlarıyla tüm çocuklar için vazgeçilmezdir. Evde bunlar olurken okula yeni gelen Gemma, onu bir türlü kabul edemeyen Lindsay ve zorbalığın karakter temsili Hugy cephesinde olaylar hızla gelişmeye devam eder. Gemma’nın zorbalarla baş eden Bettina bebeği, Hugy Juliet’e her yaklaştığında devreye girer. Bay Castteli’nin bahsettiği festivalin en sıra dışı koleksiyon yarışması duyurusu Juliet’i çok heyecanlandırsa da endişelerini azaltmaya yetmez. Toplum, okul ve ev üçgeninde kendini sıkışmış ve stresli hisseden Juliet, çoğu zaman tırnaklarını yemekte, gergin ortamları yatıştırmak zorunda hissetmekte ve zorbalara karşı sindirilmiş tavırlarıyla endişeli bir çocuk tipolojisinin temsilidir. Peki anlatının endişe ağacı ve hayvanları onun tüm bu sorunlarını yenmesini sağlayabilir mi? Bu yazımda kaygı çağının insan psikolojisi üzerindeki etkilerinden biri olan “endişe” kavramını farklı okuma pratiklerine açarak çözümlemeye çalışacağım.

 

Endişe Ağacının Gizli ve Aşikâr Terennümleri

Anlatı, kahramanımız Juliet’in kardeşi Ophelia’nın şarkısına sinirlenip dişlerini gıcırdatması ve cildinin kaşınıp karıncalanmasıyla başlar. Bunu atlatmak için “Ben her türlü krizin üstesinden gelebilecek becerikli biriyim,” diye tekrarlasa da tırnaklarını yemekten kendini alamaz (9). Bu noktada “Zaten endişelenecek yeterince şeyi yok muydu?” diye sorar anlatıcı (9). Biz de “Endişe nedir?” diye soralım. Endişe, "hayatın güçlüklerinden ve dertlerinden doğan sıkıntılı ruh hali” olarak tanımlanabilir (Aktaran Smith 81). Juliet anlatı süresince tanımda bahsedildiği gibi “sıkıntılı ruh hali” içindedir. Böyle durumlarda yapılacak şeylerin başında odasını düzene sokmak gelir (Musgrove 11). Ancak bu sefer ilginç koleksiyonlarını düzenlerken diş koleksiyonun yerinde olmadığını fark eder. Juliet’in aklına tek bir isim gelir: “Oaf! -Kız kardeşi Ophelia’nın adının kısaltması-” (12). Tipik olan bu kız kardeş kavgasında anlatıya dahil edilen anne, yoğun çalışan bir psikologdur. Çözüm olarak onları duygularını tarif etme seansına davet eder. Modern psikolojinin tedavi yöntemlerinden biri olan bu uygulama, çocuklar tarafından “Duygularımızı tarif etmemizi isteyecek yine,” şeklinde okura red hali ile tanıtılır (13). Anne her ne kadar gergin olsa da seansa başlar. Önce kendi duygusunu tarif ederek, Juliet’e dönüp “Bizimle hangi duygunu paylaşacaksın bakalım, Bayan Kaşıntılı Endişe?” der (15). Juliet’in öfkesi ve Ophelia’nın konuyu ciddiye almaması nedeniyle baştan red halinde oldukları tarif egzersizi başarısız bir şekilde sonuçlanır. Ancak anne, “Sizin asıl ihtiyacınız kendinize ait bir oda” tespitiyle kızlarını sakinleştirmeyi başarır (15).

Aradan bir gün geçtikten sonra kızlar yine aralarında tartışırken koridordan anne babasının yüksek sesli konuşması duyulur. Tartışma “Misafir geldiğinde kilitlenmesi gereken oda” kapısının önünde geçer (18). Bu oda babasının çalışma odasıdır. Ancak Anne: “Martin artık bu çöplüğe dayanamıyorum,” diyerek bıkkınlığını ifade eder (18). “Araştırmalarım ne olacak? diye soran babaya ise cevabı: “Nasıl oluyor da paket lastiği ile dolu üç yüz margarin kutusunun araştırmadan sayıldığını açıklayabilir misin?” şeklinde olur (18). Devamında annenin “Lütfen,” isteğini “Peki,” diyerek karşılar baba (19). “Kimi kadın aile içerisinde egemenlik kurmada daha ileri gidebilir. Bu durum özellikle edilgen eğilimleri olan bir babanın varlığı ile pekiştirilir ve kadın, çocukların yanı sıra kocasının da annesi rolünü üstlenir. Böyle durumlarda kız çocuklar babayı mağdur kahraman olarak görme eğilimindedir (Gençtan 42). Endişe Ağacı’nın bu sahnesinde anlatıcının “baba yenildiği zamanları bilirdi” tespitinde olduğu gibi (Musgrove 20). Tartışma devam ederken sesler iyice yükselir ve tartışmanın sonunda kardeşler birbirlerine yaslanarak teselli bulur. Sonraki tartışmaların birinde anne ve babası çatallarını bırakınca, Juliet o ünlü Jones Ailesi kavgalarından birini yaşamak üzere olduklarını anlar (55). Byron Norton’a göre “Bir çocuğun üç ebeveyni vardır; anne, baba ve anne ile baba arasındaki ilişki… (Aktaran Tongar 70)”. Anne babasının sıklıkla tartışması Juliet’in endişesinin kaynaklarından biri olarak okunabilir. Durumu düzeltme endişesi taşıyan Juliet’in tepkileri “Bir dakika benim bir fikrim var” ya da “Durun! Herkes dursun! Hepsi benim suçum…” şeklindedir (Musgrove 88) ve zamanla bu çıkışlar ona yolcukta önemli eşikleri aşmasına yardımcı olur.

Büyükanne, çörek kokusu aldığı bahanesiyle anlatıya eklemlenip oda konusuna bağlanarak olaylar başka bir boyuta açılır. Birçok toplumda büyükanne, hoşgörüsüyle bilge kişi olma özelliğini koruyan karakter olarak alımlanır. Endişe Ağacı’nda da nesiller arası bağın korunduğu yer “oda” metaforuyla belirir. Jüliet’in yeni odası babaannesinin eski odasıdır (22). Odayı birlikte gezinirlerken duvar kağıdındaki çatlakta bir resim fark ederler.  Duvar kağıdını biraz yırttıklarında endişe ağacının göğe doğru uzanan bir sarmaşık gibi duvar boyunca devam ettiği görürler (23). “Sihirli mi?” der Juliet. “Hayır, … Ancak bir şeyin sihirli olmaması sihir barındırmadığı anlamına gelmez” sözleriyle yanıtlar büyükannesi (24). “Sihir değil de hayal gücü gibi bir şey mi?” diyerek tekrar sorgular Juliet (24). Bu noktada anlatı kahramanı erginlenme yolunda, göğe doğru uzanan (İlahi), sihirli ve hayal gücüne benzeyen bir ağaç dolayımıyla doğaüstü bir yardım çağrısı alır. “Nasıl oluyor?” (24) diye sorduğunda,“İşe seni endişelendiren bir şeyi düşünerek başla. Belki de tanıdığın biri hayatı senin için zorlaştırıyor” diye cevap verir büyükannesi (25). “Hugh Allen,” diye düşünür Juliet (25). Hugh, Wattle Street İlkokulunda insanlara en fazla sataşan kişi olmasıyla tanınır zira (30). Okulda Juliet’e yaklaşarak beslenme kutusundaki sandviçini yere atıp böğürtlenli yoğurdunu başına dikerek içer. Üstelik bu da yetmezmiş gibi çantasını ters yüz ederek eşyalarını tekmeleyerek sağa sola itekler (31-32). Annesi Juliet’in saçlarını kısa kestiği ve okula eşarpla okula gittiği gün Hugh, sıraların arasından eğilerek eşarbını almaya çalışır (49). Yine bir gün Juliet’in saçından çekerek bir kıl çıkarır (70). Hugh Allen her fırsatta Juliet’i endişelendirmeye devam eder. Endişe kelimesinin etimolojisine bakıldığında kelimenin “eski İngilizcedeki wyrgan’dan gelen (öldürmek ya da boğazlamak) endişeli olmanın en eski hâli yılanlar tarafından boğulma ya da kötü kokulardan nefessizlikten ölme düşüncesini” içerdiği görülür ki hayvanlar bu yöntemle “avlarını ısırıp silkerek endişelendiriyor”lardır (Smith 81). Hugh da Juliet’i zorbalık timsali olarak anlatıda av gibi endişelendirir.

Endişe duygusunu sağaltması beklenen bir yan kahraman olarak Juilet’in en yakın arkadaşı Lindsay’dir (Musgrove 12). Juliet okula yeni gelen Gemma’yla tanışmak, arkadaş olmak istemektedir. Onunla anlaşacağına o kadar emindir ki annesine eve davet etmek istediğini söyler (20). İlk tanışmada Gemma, Hugh Allen’i haklar. Lindsay burun kıvırarak, Gemma’dan hoşlanmadığını belli eder (38). Sonraki buluşmalarında aralarında bir gerginlik peyda olur. Hatta bir gün sinemaya gittiklerinde Gemma ve Lindsay, Juilet’i sadece üç sorudan oluşan “en iyi arkadaş testine” tabi tutarlar (75). İkinci soru sonrasında yaşanan atmosferi anlatıcı “Zaferle gülümseme sırası Gemma’daydı. Lindsay ona kızgın bir bakış fırlattı” şeklinde açıklar (76). Testin üçüncü sorusu sonrası durumda -bir bir eşitlik varken- baba bilimsel bir konu ile araya girerek Juliet’i gerginlikten kurtarır (77). Lindsay ve Gemma’nın bir sonraki tuzağıysa “en iyi arkadaş listesi” dir. Juliet bu meydan okumaya o kadar sinirlenir ki, ocaktaki süt gibi kabardığını ve taşmak üzere olduğunu hisseder (93). “Endişe bazen gürültülü olabileceği gibi sessizce yaşanıp insanın takatini de kesebilir” (Smith 81). Öfke patlaması yaşayan Juliet’i gören Lindsay ve Gemma de endişeyle birbirine bakarlar (Musgrove 94). Juliet ise listenin en başına her iki arkadaşının da ismini yazıp onlara ikisi arasındaki gerginlikten duyduğu huzursuzluğu anlatarak masadan kalkar (94). Sonraki yemekte Lindsay sandviçini Juliet’le paylaşarak üzüntüsünü dile getirir. (96). Gemma ise Lindsay ve Juliet’i evlerine davet ederek ateşkes ilan eder. Juliet, rahatlayarak bir sorunu daha hallettik diye düşünür (97). Artık bu muhteşem üçlünün çözmesi gereken ortak bir konu vardır: Hugh Allen! Gemma’nın“Tehlikeli Sporcu Benitta Bebeği” ile korkutması (34), “Ona dokunursan burun kıllarını çekerim,” (71) şeklindeki cesurca çıkışları Juliet’i korur. Hugh kızlara yaklaşıp tükürdüğü sırada Linsay, Gemma’ya artık onun da bir “Dövüş Sanatları Ustası Bettina ve Kiralık Katil Bettina Bebeği” olduğunu söyler ve Juliet’i birlikte savunmayı teklif eder (107-108).

 

Endişe Ağacının Hayvanları: Aile Dizilimi ve Duygusal Miras

Aile geçmişimizdeki çözülmemiş travmalar sonraki nesillere aktarılır ve sorgulamak hiç aklımıza gelmeyen şekillerde duygu, tepki ve seçimlerimize karışır (Wolynn 75). Juliet de büyükannesine endişe ağacını kimin yaptığını sorar ve onun yüzyıldan önce yaşayan, ailesinde endişeli olarak bilinen, büyükannesinin annesinin annesi tarafından çizildiğini öğrenir. “Öyleyse aileden gelen bir özellik!” (27) sonucuna varır. Büyükannesi de tıpkı Juliet gibi küçük bir kızken, avucunun içine aldığı endişelerini bu ağaca asar ve o uyurken endişeleriyle ağaçtaki hayvanların ilgilendiğini düşünerek uyurmuş (25). Endişe ağacının dalındaki her bir hayvanın ilgilendiği özel bir endişe türü vardır. Tavşan Petronella okulla; Keçi Gwyneth hastalıkla; Ördek Delia değişimle; Vombat Wolfgang arkadaşlıkla; Tavus Kuşu Piers kayıp şeylerle; Köpek Dimitri aileyle ilgilenirken; ağacın gövdesindeki büyük kara kavuk tanımlayamadığı endişeleriyle-“tıpkı bir mektubu posta kutusuna atar gibi kavuğa atar” gibi- ilgilenir (25-26-27). Ancak geçmişte büyükannenin babası, odasını dekore ederken kızının iyiliği düşünerek endişe ağacının üzere kaplamıştır. Büyükanne torununa “Bir süre kendimi burada kaybolmuş gibi hissettim,” şeklinde üzüntüsünü dile getirirken, Juliet, “Ama şimdi geri geldi” diyerek onu teselli eder (28). Kaybolma hissi de endişeyle bağlantılı olduğundan Juliet’in tesellisi onun erginleşme yolculuğunda önemli bir değişim olarak belirir. “Birçoğumuz bilinçsizce ebeveynlerimizin sorumluğunu üstleniriz…”, bilinç dışımızda “acılarını birlikte taşıdığımız takdirde tek başlarına acı çekmek zorunda kalamayacaklardı[r] fakat bu hayali düşünce şekli daha fazla mutsuzluk” getirmektedir (Wonlynn 82). Anlatı bu noktada Juliet’in endişelerinin farklı bir boyutunu tanımlarken erginlenme yolunda ilerlemenin bir şeklini daha açıklar. Juliet, tanımladığı endişelerini ilgili hayvanlara emanet ederek yolculuğun devamında bununla baş etmenin yöntemini öğrenir. Odasında ilk gece kendini yalnız hisseden Juliet, Ördek Delia’ya değişim nedeniyle yaşadığı hislerini açıklar ve onları ağaçta Delia’nın bulunduğu dala hayali olarak asar (Musgrove 39). Sonra Petronella’ya Hugh’u anlatır ve endişelerini ona emanet eder (39). En son Vombat Wolfgang’a dönerek o gün okulda olan olayları, Lindsay hakkında duygularını anlatır ve arkadaşlık konusuyla o ilgilendiği için ondan yardım ister. Konuşmasını bitirdikten sonra endişesini onun bulunduğu dala asarak kendini çok daha iyi hisseder (40).

Öte yandan anlatı boyunca büyükannenin güvenlik alarmını takmayı reddetmesi (10) Juliet ve babasını “Kendine bir bak! Güvenlik alarmını takmamışsın yine!” tepkilerinden anlaşılacağı üzere endişelendirmektedir. Bu ret halini büyükanne şöyle açıklar: “Bunu taktığım anda yaşlı olduğumu kabul etmiş oluyorum. Y-A-Ş-L-I, yaşlı” (101). Üniversitenin kimya bölümü başkanı olduğu hâlde artık işe yaramaz hobilerle zaman geçirmekte, bu yüzden yaptığı ıvır zıvırları yakmaya başlamıştır (102). Juliet, bu endişelerinden Ördek Delia’ya bahsedeceğini söyleyerek onu rahatlatmayı başarır (102). Artık endişenin üstünden gelme kahramanlığında cesaret rüzgârı Juliet’ten yana esmeye başlamıştır. Sadece kendi endişelerini değil başkalarının endişelerini yenmesine de vesile olur.

 

Sonuç Yerine

Juliet, yavaş yavaş tüm endişelerinden onları ağaca asarak kurtulmaya çalışır. Bu nedenle son zamanlarda ağacın hayvanların fazla görev verdiği için yorgun görünmeye başladıklarını fark eder (103). Oysa yorgun olan kendisidir! Fakat çözülmesi gereken son bir endişesi vardır: Taşındıklarından beri Juliet’in odasından çıkarılıp babasının çalışma odasının bulunduğu koridorda bekleyen koliler yüzünden anne babası sürekli tartışmaktadır! Juliet bu konuyu çözmek için yeni odasından vazgeçer (89). Ebeveyni ancak o zaman durumu fark eder ve onunla konuşmak istediklerini söyler. “Çok şaşırdık,” der babası, “Her şeyi düzeltmek gerektiğini düşünüyorsun,” der annesi, ama “İşleri başka nasıl düzelteceğimi bilemedim” der Juliet. “Annen ve ben utanç duyduk. Senin hatan olmayan bir şey için kendini suçladığın için utanç duyduk” (104) der tekrar babası ve anlatının büyük itirafını yaparak oda konusundaki çözümü açıklamayı anneye bırakır: “Babanın ‘araştırmalarını’ depolamak için arka bahçeye bir baraka yapacağız” (104). Eski odasına taşınmasına gerek olmadığını fark eden Juliet, “Bu harika!” sözleriyle rahatlar (105). Kardeşi Ophelia’nın odasından ise büyük bir gürültü yükselir. Anne babası iyi haberi kardeşine vermeye gittikten sonra Juliet bu olayın onun sorunu olmadığını asla düşünmediğini fark eder (105). Sonrasında endişe yerini rahatlamaya bırakır: “Bir şeyleri çözmüş olmanın verdiği mutluluk, soğuk bir küvete akan ılık su gibi bütün vücuduna yayıldı. Kolları rahatladı, bacakları rahatladı, zihni rahatladı…Yüreği özgürdü. Her şey benim sorunum değil diye düşündü” (105).

Kaygı çağı insanları olarak çocuk, yetişkin hepimiz endişeliyiz ancak bir gerçek var ki çağlar boyu insanların değişik endişeleri hep olmuş, farklılıklar ise bununla mücadele yöntemleri olarak belirmiş. Endişe Ağacı’nda da önce Juliet’in, kardeşi Ophelia ile ilgili sorunu önce annenin desteğiyle çözülür. Sonrasında yakın arkadaşı Lindsay ile Gemma’nın arasını bularak ilişkilerini keyifli bir arkadaşlığa dönüştürür. Bu gelişmeler ona güç verir ve arkadaşlarının yardımıyla zorba Hugh Allen ile baş etmeyi öğrenir. Öyleki kahramanımız sadece kendi yaşıtlarının değil büyükannesinin de sorunlarıyla yüzleşerek çözüme kavuşmasını sağlar. Evde esen olumlu hava, anne babasının ilişkilerini sorgulama boyutunda bir etki yaratır ve nihayet onların ilişkilerinin düzelmesiyle Juliet’e kendiyle yüzleşme teminatı verilir.

Gücünü keşfeden kahramanımız, bu farkındalıkla yolculuğunu başarıyla tamamlar. Yolculuğun seyrinde endişenin sağaltan dolayımlayıcıları endişe ağacı ve hayvanlarıdır. Her bir hayvana farklı bir endişe kaynağı atfedilerek öncelikle endişe duygusunun başarılı bir şekilde tanımlanması sağlanmıştır. Sonrasında adı koyulan duygunun sağaltılması için değişik argümanlar sunulmuş, aile, arkadaş ve doğadan destek alınma noktası sıklıkla vurgulanarak, etkili iletişim ve diyaloglarla desteklenmiştir. Aile toplantıları, hediyeleşme, okul etkinlikleri, sinema gösterileri gibi faaliyetler sırasında açığa çıkan duygular, inişleri çıkışlarıyla bütüncül olarak temsil edilip anlatıda neden sonuç ilişkisi kurularak, iyileşme yolunda gerçekleşmesi muhtemel komplikasyonlar aşamalı olarak azaltılmıştır. Ayrıca anlatı, toz pembe vaatler yerine realist anlatımlarla steril bir edebiyat vaadinden uzak bir gerçeklik sergilemektedir. Anlatının nihayetinde verilmesi planlanan mesaj, “Hayatın her evresi bize değişik türde ve dozda endişeler sunar, bu olağandır. Önemli olan bizim endişelerimizle nasıl baş ettiğimizdir” şeklinde özetlenebilir.

 

Kaynakça

Musgrove, Marianne. Endişe Ağacı.Çev. Doğanay Banu Pinter. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi, 2022

Wolynn, Mark. Seninle Başlamadı. Çev. Umut Kısa. İstanbul:Sola Unitas Yayınları, 2022

Gençtan, Engin. İnsan Olmak. İstanbul:Metis Yayınları, 2020

Smith, Tıffany Watt, Duygular Sözlüğü Acımadan Zevklenmeye. Çev. Hale Şirin. İstanbul: Kolektif Kitap, 2022

Tongar, Hatice Kübra, Bağırmayan Anneler. İstanbul: Hayykitap, 2018