Dosya

Bir Şiiri Kurmak, Açımlamak ve Şiirle Düşünmek Üzerine

Gökçe Özder moderatörlüğünde Mavisel Yener ile "Bir Şiiri Kurmak, Açımlamak ve Şiirle Düşünmek Üzerine" konuşuldu.

Çocuk Yazını’nın ev sahipliği yaptığı Çocuklar İçin Şiir buluşmalarının dördüncü etkinliğinde Gökçe Özder moderatörlüğünde Mavisel Yener ile "Bir Şiiri Kurmak, Açımlamak ve Şiirle Düşünmek Üzerine" konuşuldu. Etkinlik, şairin biyografisinin ve şiirlerinden bazı parçalar okumasıyla başladı.

 

Oturum, Mavisel Yener’in biyografisi, yayınlanan 150 eseri ve kazandığı pek çok edebiyat ödülünden kısaca bahsedilerek tanıtıldığı bir sunumla açıldı. Yazarımız Mavisel Yener’in hikâye, roman ve şiir türüne ait eserlerinin yanı sıra şiir atölyesi kapsamında yayınladığı kitaplarına değinildi. Şiirlerinden örnekler okundu.

Mavisel Yener ilk şiirini yazmasına vesile olan Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya ait Kuş Ayak kitabından bahsederek, küçük yaştan itibaren iyi bir şiir okuru olduğunu, 1998 yılında ise ilk şiir kitabı Şiir Saldım Gökyüzüne’nin basıldığını ve yayınlanan 150 eserinin 20’sinin şiir kitabı olduğunu anlattı.

 

Çocuk şiiri mi, çocuklar için şiir mi?

 

Yazarımız, çocuk şiirini, çocuğun baktığı yerden şiir olarak tanımlayarak, şiir ve çocuk sözcüklerini birbirine yakın ve yakışır gördüğünü, kuralları şiir türüyle bağdaşır bulmadığını, özellikle çocukların sanata başlamaları için şiirin derin bir özgürlük alanı olarak tanımlanması gerektiğine değindi. Şiir Atölyesi kitabında yer verdiği Melih Cevdet Anday’a ait ‘Şiiri tanımlamaktan vazgeçin, her şiir kendisini tanımlar.’ yaklaşımının kendisine yakın olduğunun altını çizdi. Çocukların dünyasında okuma yazma öğrenmeden dahi şiirin ezgiler, tekerlemeler, bilmecelerle yer bulduğunu dolayısıyla çocukların neredeyse doğal olarak şiire yatkınlığı olduğunu gözlemlediğini belirtti.

Şiir üzerine düşünmenin incelikler üzerine düşünmeyi çağırdığı ve iyi şiirlerin yaş grubundan bağımsız olduğu hatta yetişkinlere de hitap edeceği ve her yaşın okuduğu şiirden farklı duygu ve düşünceler alımlayacağı, şiirin poetikası etrafında konuşuldu.

Mavisel Yener’in yazdığı şiir atölye kitapları ve okullarda düzenlediği çocuklarla şiir atölyeleri çalışmaları bağlamında şiiri kurmak, açımlamak ve şiirle düşünmeyi çocuklarda iyi bir şiir okuru yetiştirmeyi ve eleştirel bakması konusunda yardımcı olduğu konusu detaylıca açıklandı.

 

"Çocuğun da şiirin de bir karış havadadır aklı!"

 

Yazarımız reçetesi ve kuralları olmayan bir alan olarak gördüğü şiir türünün olmazsa olmazlarını çocukların kolayca akıllarında kalacak şekilde ‘Şiirde 4D kavramı’ kapsamında dil, düşünce, duygu ve düş (imge) olarak açıkladığını belirtti.

Şiirin yazılışında ilham faktörünün sorulması üzerine, Mavisel Yener şiirin sadece sözcüklerle var olmadığını; görüntülerin, mekânların, renklerin, müziğin elinden su içen bir tür olduğunu dolayısıyla harflerin kokuları ve sözcüklerin ruhunu dinlemek olarak betimlediği bir imgeler dünyasına girerek ve zaman zaman mizahi yönleri de katarak şiirlerini kaleme aldığını söyledi.

Şiirlerin çocuklara sunulmasında kapak, resim ve çizgilerin rolü ve önemi üzerinde duruldu. İyi resimlenmiş ve özenle baskıya hazırlanmış çocuk kitaplarının çocuğu şiire ve yazıya kolayca çekebildiği aynı zamanda çocukların kitap sevgisi, okuma alışkanlığı, kitapları iyi kullanma alışkanlığı kazanması konusunda da yardımcı olduğu ifade edildi.

 

"Çocuğa her şeyi anlatabiliriz aslında, her konuda, ölüm de buna dâhil olmak üzere her konuda seslenebiliriz. Ama nasıl sesleneceğimiz önemlidir!"

 

Hem dilin olanaklarından hem mizahi öğeleri kullanarak ve duyguları direkt olarak sözcük olarak kullanmadan şiirlerini kurgulayarak çocuğun dünyasında şiiri sezdirme yoluyla vermeyi uygun bulduğunu iletti. Bu yöntemiyle çocukların şiirin adeta içine girebildiğini, özgür yanını algıladıklarını ve içselleştirebildiklerini gözlemlediğini aktardı.

Metinlerinde ve şiirlerinde hayvanları, gök cisimlerini ve doğada yer alan canlıları sıkça kullanmasının sebebi sorulduğunda çocukların doğadaki konumlarını ve doğanın biyoçeşitliliğini algılamaları için farklı bitki, hayvan türlerinden bahsetmeyi tercih ettiğini belirtti. 

 

"Bir ülkenin sürdürülebilir kalkınması için çocuk edebiyatı gereklidir."

 

Hem sosyal hem ekonomik sürdürebilirliğin çocuk yaşlarda tohumları atılan okuma kültürüyle temellendirilmesi gerektiğini düşündüğünü vurguladı. Disiplinler arası sürdürebilirlik kavramının gelişmesi için çocuk edebiyatında yer alan bütün öğelerin iş bölümünü ve desteğini gerekli bulduğunu ekledi. Yazar, çizer, yayıncı, eğitimci, bakanlık, pazarlamacı, kütüphaneci gibi çok farklı boyutları ve katılımcıları olan çocuk edebiyatında Çocuk Yazını’nın bütüncül bakış açısıyla oynadığı rolü önemli bulduğunu ifade etti.

 

"Aytül Akal ile ozanca paylaşımın çok güzel örneklerini verdik."

 

Mavisel Yener’in Aytül Akal ile beraber yazdığı şiirler ve çıkan şiir kitaplarının; iki şairli şiirlerin ve kitapların yazılma, yol alma süreçleri soruldu. Dünyada çok şairli kitap projeleri olduğunu ancak kendilerinin yaptığı şekilde her dizede her şiirde emeklerin olmasının rastlanılır bir durum olmadığını aktardı. Şiirleri, yazdıkları aracılığıyla tanışan farklı illerde yaşamlarını sürdüren şairlerin ortaklaşa ürettikleri 25 kitapları bulunuyor, bunlardan 12 tanesi ise şiir kitabı. Birlikte üretebilmelerini karşılıklı sevgi ve saygı ve en önemlisi birbirlerine baskın çıkmaya çabalamamaları ve demokratik uyuma bağlayan Mavisel Yener, bunun çocuk okurlar için takım çalışması açısından da güzel bir örnek olduğunu vurguladı. Bazı ortak şiir kitaplarının aynı izler üzerinden iki şairin yazdığı şiirleri kapsadığını bazılarının ise aynı şiiri ortak yazmak suretiyle oluşabildiğini anlattı. Planlı bir durumdan ziyade ilham ve beyin fırtınasıyla beraber yol aldıklarını iletti.

 

"Her çocuğun her tür ayrımcılıktan uzak tutulmasından yanayım."

 

Çocuk edebiyatında ideolojinin, hayata bakışın, hayat tarzının yeri sorulduğunda ise yazarımız her tür önyargıdan uzak olmanın tek ideolojisi olduğunu vurguladı. Evrensel doğrularla çocuklara seslenmeyi ve diğer tüm ayrımcılıklardan geri durmayı önemsediğini belirtti. “Gündelik yaşamın sanatsızlaştırılması, şiirsizleştirilmesi de demokratik tutum ve ilkelerin yoksullaşmasına yol açar.” diyerek bu konunun önemine değinerek sözlerini sonlandırdı.

Günümüz Türk şiiri hakkında görüşü ile ilgili soruya, çocuğun şiirle ilgili yaklaşımının toplumun okuma kültürü ve şiire bakışıyla şekillendiğini düşündüğünü belirterek aile, çevre, medya, toplumda şiirin yeri yoksa çocuğun şiirle ilişkisi zayıf kalacağı şeklinde yanıt verdi.

 

"Kıpır kıpır bir dille çağırmam lazım çocuğu şiire, merakla beklemesi lazım o şiirin sonunu…"

 

Eğitim sistemimizin şiir okuru yetiştirme projesine ihtiyacı olduğunu, en az satılan kitap türü şiir kitapları olduğu gerçeğinin, anne babaların da şiir türüyle ilgili bir yakınlaşmaya ihtiyacı olduğunu ortaya koyduğunu iletti. Çocuğu heyecanlandırarak onu sevebileceği kitaplarla tanıştırmanın öğretmenlerin ve ailelerin şiir okuma kültürüne katkıda birincil görevleri olarak gördüğünü belirtti.