Dosya

Çocuklar İçin Şiir Üzerine Düşünceler (2)

Hafize Çetinkaya ve Elif Emiroğlu moderatörlüğünde Ayşegül Sözen Dağ, Gökhan Akçiçek ve Hidayet Karakuş ile "Çocuklar İçin Şiir Üzerine Düşünceler (2)" konuşuldu.

Çocuk Yazını’nın ev sahipliği yaptığı Çocuklar İçin Şiir buluşmalarının beşinci etkinliğinde Hafize Çetinkaya ve Elif Emiroğlu moderatörlüğünde Ayşegül Sözen Dağ, Gökhan Akçiçek ve Hidayet Karakuş ile "Çocuklar İçin Şiir Üzerine Düşünceler (2)" konuşuldu. Forum, moderatörlerin şairlerin biyografilerini ve şiirlerinden bazı parçalar okumasıyla başladı.

 

Elif Emiroğlu ilk soruyu yöneltmeden önce Gökhan Akçiçek’in Küçük İyilikler Sokağı'ndan "Şaşkın Kaşif" adlı şiirini okudu

“sabah uyandığımda tanıyamadım kendimi aynada

sol kulağıma doğru Cebeli Tarık

göğsümün tam üstünde Van Gölü

lütfen çimdiklesin biri beni

meğer boyadığım haritanın üstünde uyumuşum

annem erken fark etmiş neyse ki

birbirine kavuşturmuş kutuplarda üşüyen ellerimi”

 

“Düzenli yazmak şair için ihtiyaç gibi.” Ayşegül Sözen Dağ

 

Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız?

İlk şiirini lise yıllarında yazan Ayşegül Sözen Dağ, önceleri yetişkinlere yönelik yazarken, 2015-2016 gibi çocuklar için yazmaya başlamış. Beyaz Bulut, MinikaGo, Diyanet Çocuk gibi dergilerde eserleri yayımlanmış. İlk şiirini 13 yaşındayken yazdığını söyleyen Hidayet Karakuş, okuduğu çocuk şiirlerini yetersiz bulduğu için çocuklara yönelik şiir yazmaya başlamış. İlk çocuk şiirleri kitabı Serçe’nin Şiir Defteri 1998’de basılmış. İlk şiirlerini lise yıllarında yazdığını söyleyen Gökhan Akçiçek, çocuklar için yazmaya babasının vefatından sonra başlamış. İlk kitabı Bulutlar Örtmese Güneşi, 1992’de gerçekleşen MEB Çocuk Kitapları Yarışması’nda şiir ödülü almış.

 

Çocuk şiirinde ilham nedir, yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Çocuğa estetik anlayış kazandırma derdinde olduğunu belirten Gökhan Akçiçek, ilhamını kendi çocukluğundan aldığını söylüyor. Ayşegül Sözen Dağ ise herhangi bir şeyin şiire ilham olabileceğini, bir kumaşçı ziyaretinden sonra yazdığı şiirini okuyarak anlattı. Hidayet Karakuş cevabına Melih Cevdet Anday’dan bir alıntıyla başladı: “Şiir bilinen sözcüklerle bilinmeyen sözler kurmaktır.” Ve şöyle devam etti: “Ben çocuklardan alıyorum esinimi tabii ama içimizdeki çocuk bizi biçimlendiriyor, yönlendiriyor.”

 

Elif Emiroğlu, Hidayet Karakuş’tan "Leylek ve Yavrusu" adlı şiiri okuyarak sıradaki soruyu yöneltti.

“Yavru leylek annesine tıkırdadı

Ne zaman uçacağım

Anne leylek tıkırdadı

Kanatların büyüyünce

yavru leylek tıkırdadı

Gökler kadar olunca mı?

Anne leylek tıkırdadı

Rüzgâr kadar olunca

Yavru leylek tıkırdadı

Rüzgâr çok mu büyük

Anne leylek tıkırdadı

Senden biraz geniş benden biraz uzun

Yavru leylek tıkırdadı

Ben neden senin kadar olunca uçmuyorum

Anne leylek tıkırdadı

Sen daha büyük olmalısın

Daha akıllı daha bilgili

Yavru leylek tıkırdadı

Ne işe yarar bilgi

Anne leylek tıkırdadı

Daha güzel uçmaya.”

 

“Hep eksik bir öpücüğü arıyoruz. Bu çocukluk hiç gitmiyor.” Gökhan Akçiçek

 

Şiir dilinizde çocuk gerçekliğini ve çocuksu duyarlığı nasıl yakalıyorsunuz?

Çocuklar için yazmanın zor bir iş olduğunu söyleyen Ayşegül Sözen Dağ, “çocuğun seviyesine inmek” ifadesini doğru bulmadığını aktardı. Çocuk için içeriği basitleştirmeyi de. 22-23 yaşlarından itibaren dergilere şiirlerini gönderen Gökhan Akçiçek hep “Yazdıklarınızda çocuksu bir duyarlık var, masalımsı bir hava var.” tarzı geri dönüşler aldığını ancak bunun kendiliğinden gerçekleşen bir durum olduğunu belirtti. Esas üslubunu 26 yaşlarında geliştirdiğini belirten Gökhan Akçiçek, çocuk şiirine ilk kitabı Bulutlar Örtmese Güneşi ile giriş yapmış. “Büyüğün de tat alacağı, küçüğün de içine girince kaybolmayacağı, bocalamayacağı ve edebi değeri güçlü olan, sanat değeri güçlü olan, Türkçe’nin hassasiyetini, sesini, tınısını çocukta uyandırabilecek metinler.” yazdığını dillendirdi.

Elif Emiroğlu, Ayşegül Sözen Dağ’ın Menekşe Bayramı şiir kitabından "Karne Hikâyesi" isimli şiirini okuyarak sıradaki soruyu yöneltti.

 

“Kırmızı kordonlu bir kol saati almıştı babam bana

Karne hediyesi

Karnem hepsi pekiyi

Yıldızlı pekiyi

Oyun zamanlarımı çiçek kokularını nar ağacımızı

Dut ağacımızı ve en sevdiğim düşlerimi gösterirdi saatim

Babam ölünce ansızın

Bir kış gecesi saatim durdu

Ben durdum çocukluğum durdu.”

 

Hassas konuların şiirdeki temsiliyetinde dengeler nasıl olmalı? Savaş, göç, ölüm, aşk, ayrılık, ayrım, ötekileştirme gibi?

İlk şiirlerinde hüznün oldukça baskın olduğunu dile getiren Gökhan Akçiçek, zaman içinde üslubunda değişikliğe gittiğini, hassas konuları daha dolaylı anlatmayı tercih ettiğini aktardı. Örnek olarak Çocuklara Ölüm Yakışmaz kitabının ismini Küçük İyilikler Sokağı olarak güncellediğini ve eski şiirlerinde bazı kelimelerde değişikliğe gitmeyi tercih ettiğini belirtti. Ayşegül Sözen Dağ, çocukların hassas konularla her halükârda karşılaştığını, edebiyatı steril tutmayı doğru bulmadığını; doğru üslupla, imgeler ve metaforlardan faydalanarak çocuklara da hassas konuların anlatılması gerektiğini savundu. Bu konuda Ayşegül Sözen Dağ’a katıldığını belirten Hidayet Karakuş, hassas konuları edebiyatla çocuğa vermeyi savunmakla birlikte, bunu yaparken çocuğa yeni bir acı yaşatmamaya dikkat etmenin önemini vurguladı.

Elif Emiroğlu Hidayet Karakuş’tan Çiçeklerin Uykusu adlı şiiri okudu.

 

Sizce çocuklar için şiirde mizahın yeri nedir?

Mizahı çocuk şiirinin bel kemiği olarak gördüğünü belirten Ayşegül Sözen Dağ, mizahın çocuğun dikkatini çekmeyi sağlayan temel unsur olduğunu düşündüğünü aktardı. Şiirlerinde mizaha zaman zaman yer verdiğini belirten Gökhan Akçiçek, mizahsız şiirin kuru kalacağını, özellikle de dijital çağda çocuğun dikkatini çekmek için mizahın gerekli olduğunu vurguladı. Hidayet Karakuş çocukların gülmesini önemsediğini; öykülerinde de, şiirlerinde de bunu amaçladığı belirtti.

 

Şiir okuru musunuz? Çocukken okuduğunu şairler? Günümüz şiirini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ebeveyn okur, öğretmen okur, çocuk okur üçgeninde şiir okurluğu sizce nerede duruyor?

Okul kitaplarında Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirleriyle karşılaştığını anımsayan Ayşegül Sözen Dağ erken başladığı öğrenim hayatında gerek öğretmeninin verdiği gerekse kütüphaneden ödünç aldığı kitapları okumuş. Özellikle de katıldığı imza günlerinden edindiği izlenimleri aktaran şair, günümüzde sınıf öğretmenlerinin şiirle çok ilgili olmadığını, okuma listelerine şiir kitaplarının giremediğini anlattı. Yine kendi deneyimlerinden yola çıkarak, çocukların şiiri okuduklarında sevdiklerini, karşılaşmalarının yeterli olduğunu düşündüğünü belirtti. Hidayet Karakuş, öğretmenlerin şiire ilgisiz oluşu noktasında Ayşegül Sözen Dağ’a katıldı. Şiire başlamasında Cahit Külebi’nin Rüzgâr adlı şiir kitabının çok etkili olduğunu anlatan Hidayet Karakuş’a göre “Çocukların şiirle buluşabilmesi için öğretmenlerin şiirle buluşması; bunun için de öğretmen yetiştirilmesi gerekiyor.” Kendisinin mezunu olduğu öğretmen okulunda çocuk edebiyatı dersi aldığını anlatan Hidayet Karakuş, günümüzde bu bağlamda yetkin öğretmen yetiştirilemediği eleştirisinde bulundu.

 

“Yel değirmenleriyle savaşıyoruz.” Hidayet Karakuş

 

Şiiri anlatmaya, sevdirmeye çabalayanların adeta birer Don Kişot olduğunu belirten Hidayet Karakuş, bu anlamda hem çocuğa, hem ebeveyne, hem öğretmene karşı savaşıldığını düşündüğünü ifade etti. Kendisinin okuduğu diğer şairlerse şu şekilde: Cahit Sıtkı Tarancı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek ve devamında dünya şiirleri. Gökhan Akçiçek ise lise yıllarında okuduğu Ziya Osman Saba’nın küçük mutlulukları yazmasından, iddiasızlığından; Ahmet Kutsi Tecer’in “Anneler” şiirinden çok etkilendiğini belirtti. Günümüzde şiirin üvey evlat gibi görülmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Gökhan Akçiçek, yayıncıların da şiir kitabı basmaya yanaşmayışına tepki gösterdi.

 

“Düzenli yazmak şair için ihtiyaç gibi.” Ayşegül Sözen Dağ

 

Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız?

İlk şiirini lise yıllarında yazan Ayşegül Sözen Dağ, önceleri yetişkinlere yönelik yazarken, 2015-2016 gibi çocuklar için yazmaya başlamış. Beyaz Bulut, MinikaGo, Diyanet Çocuk gibi dergilerde eserleri yayımlanmış. İlk şiirini 13 yaşındayken yazdığını söyleyen Hidayet Karakuş, okuduğu çocuk şiirlerini yetersiz bulduğu için çocuklara yönelik şiir yazmaya başlamış. İlk çocuk şiirleri kitabı Serçe’nin Şiir Defteri 1998’de basılmış. İlk şiirlerini lise yıllarında yazdığını söyleyen Gökhan Akçiçek, çocuklar için yazmaya babasının vefatından sonra başlamış. İlk kitabı Bulutlar Örtmese Güneşi, 1992’de gerçekleşen MEB Çocuk Kitapları Yarışması’nda şiir ödülü almış.

 

Çocuk şiirinde ilham nedir, yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Çocuğa estetik anlayış kazandırma derdinde olduğunu belirten Gökhan Akçiçek, ilhamını kendi çocukluğundan aldığını söylüyor. Ayşegül Sözen Dağ ise herhangi bir şeyin şiire ilham olabileceğini, bir kumaşçı ziyaretinden sonra yazdığı şiirini okuyarak anlattı. Hidayet Karakuş cevabına Melih Cevdet Anday’dan bir alıntıyla başladı: “Şiir bilinen sözcüklerle bilinmeyen sözler kurmaktır.” Ve şöyle devam etti: “Ben çocuklardan alıyorum esinimi tabii ama içimizdeki çocuk bizi biçimlendiriyor, yönlendiriyor.”

 

“Hep eksik bir öpücüğü arıyoruz. Bu çocukluk hiç gitmiyor.” Gökhan Akçiçek

 

Şiir dilinizde çocuk gerçekliğini ve çocuksu duyarlığı nasıl yakalıyorsunuz?

Çocuklar için yazmanın zor bir iş olduğunu söyleyen Ayşegül Sözen Dağ, “çocuğun seviyesine inmek” ifadesini doğru bulmadığını aktardı. Çocuk için içeriği basitleştirmeyi de. 22-23 yaşlarından itibaren dergilere şiirlerini gönderen Gökhan Akçiçek hep “Yazdıklarınızda çocuksu bir duyarlık var, masalımsı bir hava var.” tarzı geri dönüşler aldığını ancak bunun kendiliğinden gerçekleşen bir durum olduğunu belirtti. Esas üslubunu 26 yaşlarında geliştirdiğini belirten Gökhan Akçiçek, çocuk şiirine ilk kitabı Bulutlar Örtmese Güneşi ile giriş yapmış. “Büyüğün de tat alacağı, küçüğün de içine girince kaybolmayacağı, bocalamayacağı ve edebi değeri güçlü olan, sanat değeri güçlü olan, Türkçe’nin hassasiyetini, sesini, tınısını çocukta uyandırabilecek metinler.” yazdığını dillendirdi.

 

Hassas konuların şiirdeki temsiliyetinde dengeler nasıl olmalı? Savaş, göç, ölüm, aşk, ayrılık, ayrım, ötekileştirme gibi?

İlk şiirlerinde hüznün oldukça baskın olduğunu dile getiren Gökhan Akçiçek, zaman içinde üslubunda değişikliğe gittiğini, hassas konuları daha dolaylı anlatmayı tercih ettiğini aktardı. Örnek olarak Çocuklara Ölüm Yakışmaz kitabının ismini Küçük İyilikler Sokağı olarak güncellediğini ve eski şiirlerinde bazı kelimelerde değişikliğe gitmeyi tercih ettiğini belirtti. Ayşegül Sözen Dağ, çocukların hassas konularla her halükârda karşılaştığını, edebiyatı steril tutmayı doğru bulmadığını; doğru üslupla, imgeler ve metaforlardan faydalanarak çocuklara da hassas konuların anlatılması gerektiğini savundu. Bu konuda Ayşegül Sözen Dağ’a katıldığını belirten Hidayet Karakuş, hassas konuları edebiyatla çocuğa vermeyi savunmakla birlikte, bunu yaparken çocuğa yeni bir acı yaşatmamaya dikkat etmenin önemini vurguladı.

 

Sizce çocuklar için şiirde mizahın yeri nedir?

Mizahı çocuk şiirinin bel kemiği olarak gördüğünü belirten Ayşegül Sözen Dağ, mizahın çocuğun dikkatini çekmeyi sağlayan temel unsur olduğunu düşündüğünü aktardı. Şiirlerinde mizaha zaman zaman yer verdiğini belirten Gökhan Akçiçek, mizahsız şiirin kuru kalacağını, özellikle de dijital çağda çocuğun dikkatini çekmek için mizahın gerekli olduğunu vurguladı. Hidayet Karakuş çocukların gülmesini önemsediğini; öykülerinde de, şiirlerinde de bunu amaçladığı belirtti.

 

Şiir okuru musunuz? Çocukken okuduğunu şairler? Günümüz şiirini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ebeveyn okur, öğretmen okur, çocuk okur üçgeninde şiir okurluğu sizce nerede duruyor?

Okul kitaplarında Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirleriyle karşılaştığını anımsayan Ayşegül Sözen Dağ erken başladığı öğrenim hayatında gerek öğretmeninin verdiği gerekse kütüphaneden ödünç aldığı kitapları okumuş. Özellikle de katıldığı imza günlerinden edindiği izlenimleri aktaran şair, günümüzde sınıf öğretmenlerinin şiirle çok ilgili olmadığını, okuma listelerine şiir kitaplarının giremediğini anlattı. Yine kendi deneyimlerinden yola çıkarak, çocukların şiiri okuduklarında sevdiklerini, karşılaşmalarının yeterli olduğunu düşündüğünü belirtti. Hidayet Karakuş, öğretmenlerin şiire ilgisiz oluşu noktasında Ayşegül Sözen Dağ’a katıldı. Şiire başlamasında Cahit Külebi’nin Rüzgâr adlı şiir kitabının çok etkili olduğunu anlatan Hidayet Karakuş’a göre “Çocukların şiirle buluşabilmesi için öğretmenlerin şiirle buluşması; bunun için de öğretmen yetiştirilmesi gerekiyor.” Kendisinin mezunu olduğu öğretmen okulunda çocuk edebiyatı dersi aldığını anlatan Hidayet Karakuş, günümüzde bu bağlamda yetkin öğretmen yetiştirilemediği eleştirisinde bulundu.

 

“Yel değirmenleriyle savaşıyoruz.” Hidayet Karakuş

 

Şiiri anlatmaya, sevdirmeye çabalayanların adeta birer Don Kişot olduğunu belirten Hidayet Karakuş, bu anlamda hem çocuğa, hem ebeveyne, hem öğretmene karşı savaşıldığını düşündüğünü ifade etti. Kendisinin okuduğu diğer şairlerse şu şekilde: Cahit Sıtkı Tarancı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek ve devamında dünya şiirleri. Gökhan Akçiçek ise lise yıllarında okuduğu Ziya Osman Saba’nın küçük mutlulukları yazmasından, iddiasızlığından; Ahmet Kutsi Tecer’in “Anneler” şiirinden çok etkilendiğini belirtti. Günümüzde şiirin üvey evlat gibi görülmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Gökhan Akçiçek, yayıncıların da şiir kitabı basmaya yanaşmayışına tepki gösterdi.