Dosya

Atatürk Şiirleri Performatif Metinlere Mi Dönüşüyor?: “Atatürk Çocukları Marşı”

Ritüellerde, sanatsal etkinliklerde veya günlük yaşamda, insanların eğitilmesi ve prova etmesi/yinelemesi için düzenlenmiş davranışlar olarak görülürler. Ve her performansın mutlak bir hikâyesi vardır (Schechner 28-9).

“Atatürk Çocukları,” ilk ve ortaöğretim kurumlarında binlerce farklı öğrenci tarafından defaatle canlandırılan; Youtube gibi sosyal medya platformlarında milyonlarca kez görüntülenen, paylaşılan, yorum yapılan çoksesli koral bir performans olarak son birkaç yılda bir hayli popülerleşmiştir.[1] “Atatürk Çocukları”nın söz yazarı ve besteleyicisi olan müzik öğretmeni Muharrem Baz’ın başka çalışmalarını da içeren bir kitap, geçtiğimiz aylarda yayımlandı. Atatürk Çocukları: Marşlar ve Çocuk Şarkıları adını taşıyan kitapta on beş farklı çalışmayla beraber iki müzik CD’si yer alıyor. Bu yazıda, “Atatürk Çocukları,” Atatürk şiirlerinin son yıllarda popülerleşen performatif bir formu olarak değerlendirilirken, metinsel ve anlamsal özelliklerine odaklanılarak eleştirel bir tartışma içinde yorumlanmaya çalışılacaktır. Performatiflik, Richard Schechner’ın, Judith Butler’ın ve Viki Bell’in teorik metinlerinden hareketle, “Atatürk Çocukları” özelinde, belirli günler ve haftalarda tekrar eden resmi törenlerle yazınsal, müzikal ve bedensel olarak kurulan Kemalist özneliğin kimlik bulduğu kavramsal veçhelerden biri olarak ele alınacaktır. Bu doğrultuda, yaklaşık yüz yıldır, temelde Mustafa Kemal’i övmek üzere kurgulanan ve zamanla gelişerek kendi alt türsel kodlarını yaratan Atatürk şiirlerinin yazınsal, sosyal ve politik işlevlerinin yerini, görselliğin giderek baskın hâle geldiği güncel kültürel iklimde performatif metinlerin almaya başladığı ileri sürülecektir.

*Bu yazının devamını, editörlüğünü Meryem Selva İnce'nin ve Havva Yılmaz'ın üstlendiği Metinlerarasılık, Yeniden Yazım ve Adaptasyon adlı eserde bulabilirsiniz.