Soruşturma

Mehmet Fatih Uslu: “Haklının yanında olmak lezzeti bir çocuk için estetik tecrübeye dönüşebiliyor”

"Sanırım bir başka noktada adalet duyguma seslenen metinler hoşuma gidiyordu. Ne güzel ki, haklının yanında olmak lezzeti bir çocuk için estetik tecrübeye dönüşebiliyor. Buna birçok klasik metni örnek göstermek mümkün.

"Sanırım bir başka noktada adalet duyguma seslenen metinler hoşuma gidiyordu. Ne güzel ki, haklının yanında olmak lezzeti bir çocuk için estetik tecrübeye dönüşebiliyor. Buna birçok klasik metni örnek göstermek mümkün. Bu halin benim için en berrak örneği Nâzım Hikmet’in masal kitabı Sevdalı Bulut’tu. Hâlâ. Büyük şairin genel masal tasavvuruna zerk ettiği adalet coşkusu fena halde kalbimi kazanmıştı." 

Bize çocukken okuduğunuz ve etkilendiğiniz beş kitabı söyleyebilir misiniz? Bu kitapların size nasıl bir tesiri olduğunu ve çocukluğunuza dair nasıl bir hatıra bıraktığını merak ediyoruz. Buradan yola çıkarak çocukluğa ve çocukluğun sosyal anlamda kurulumuna dair bize neler söyleyebilirsiniz? 

Ben hayatımda en çok kitabı ilkokuldayken okudum sanırım. Hiç durmadan okurdum, her kitabı defalarca hem de. Okumayı öğrenince babam önüme beş tane çocuk klasiği koydu. İlki Jules Verne’in İki Yıl Okul Tatili idi. Onu zorladı okumam için, sonra bıraktı, ben kitapların içinde kayboldum.

Yıllar geçti tabii, şimdi o günleri hatırlamaya çalışmak ne kadar güzelse hatırlamak o kadar zor. Hele beş kitap seçmek özellikle zor. Yine de zorlayayım hafızamı.

Çocukken en çok okuduğum yazar Jules Verne’di. Muhtemelen pek çoğu kısaltılmış onlarca kitabını okudum büyük zevkle. Beni en çok heyecanlandırdığını hatırladığım eseri ise Michel Strogoff. Muazzam bir heyecan duygusuyla okuduğumu anımsıyorum. Neden Jules Verne bir Rus hikâyesi yazdı, ben niye bir Rus hikâyesinde bu kadar kendimi kaybettim hiç bilmiyorum. Ama kitabın kapağındaki sarışın üniformalı delikanlıya fena halde hayrandım bir şekilde. Şimdi bakınca Michel Strogoff’tan aldığım lezzetin sonraki yıllarda beni roman okurluğuna hazırlayan temel estetik haz olduğunu düşünüyorum.

Sanırım bir başka noktada adalet duyguma seslenen metinler hoşuma gidiyordu. Ne güzel ki, haklının yanında olmak lezzeti bir çocuk için estetik tecrübeye dönüşebiliyor. Buna birçok klasik metni örnek göstermek mümkün. Bu halin benim için en berrak örneği Nâzım Hikmet’in masal kitabı Sevdalı Bulut’tu. Büyük şairin genel masal tasavvuruna zerk ettiği adalet coşkusu fena halde kalbimi kazanmıştı. Öte yandan kitabın okuduğum baskısındaki resimler hafızamda capcanlı (Mehmet Sönmez’inmiş resimler).

Samed Behrengi’den aldığım lezzeti de sanırım Sevdalı Bulut’un yanına ekleyebilirim. Nasıl da güzel nasıl da asildir Bir Şeftali Bin Şeftali. Ağacın inadı, mücadelesi, inceliği bugün bile kalbime kuvvet veriyor hatırladıkça. 

İki kitap daha ekleyerek bitireyim. Malot’nun Kimsesiz Çocuk’u beni bir ilkokul öğrencisiyken en çok ağlatan kitaptı, en çok öfkelendiren ise Charles Dickens’ın Oliver Twist’i. Döne döne defalarca okudum bu iki kitabı da. Lezzetleri hâlâ damağımda.