Edebiyattaki işlevi konusunda bir fikrim yok. Muhtemelen göz ve kulak duyuları kadar yoğun bir kullanımı söz konusu değil. Ama şiirde diğer edebi alanlara kıyasla daha fazla kullanılıyor diye tahmin ediyorum. Sadece bir tahmin.  

Sizce kokunun edebiyattaki işlevi nedir? Anlatıda kokunun temsilinden söz edilebilir mi?

Edebiyattaki işlevi konusunda bir fikrim yok. Muhtemelen göz ve kulak duyuları kadar yoğun bir kullanımı söz konusu değil. Ama şiirde diğer edebi alanlara kıyasla daha fazla kullanılıyor diye tahmin ediyorum. Sadece bir tahmin.  

Peki koku sınıfsal mıdır desek?

Her duyu bir süzgece sahip. Kokunun da dahil olduğu beş duyumuz, hassasiyet açısından incelebileceği gibi kaba da kalabilir. Bu durumda süzgeç sınıfsal bir zemine sahipse, evet koku için sınıfsal ayrımlardan bahsedebiliriz. Ama süzgeç sınıfsal bir zemin taşımıyorsa o vakit sınıfsallığın bir ehemmiyeti kalmaz. Buradaki sübjektif zemine işaret etmekte fayda var. Mesnevi’de geçiyor. Güçlü kuvvetli bir debbağ (tabakhanede deriyi işleyen kişi) bir gün yolda bayılıyor. Herkes başına toplanıyor, ayıltmaya çalışıyor. Bir akrabası burnuna hayvan pisliği koklatıyor ve uyandırıyor. Debbağ aşina olduğu kokuyu duyunca kendine geliyor, kendini buluyor. Soruya soruyla karşılık vereyim: Bu meselde sınıfsal bir durum var mıdır?

Son olarak çocukluğunuzda sizi etkileyen bir koku ya da koku anlatısı var mı?

Köyde özel günlerde, misafirlikte atmosfere yayılan tütün kolonyasının kokusunu iyi hatırlıyorum. Hâlâ da severim.

Katkınız ve katılımınız için teşekkür ederiz.