Kritik

Zarif Bir Anlatı: Ördek, Ölüm ve Lale

“Ölüm kavramı” her yaştan insan için kaçınılmaz bir gerçektir. Fakat çocukların bu kavramı öğrenmesi ve yakınlarında tecrübe etmesi şüphesiz ki daha çok belirsiz ve endişe verici olabilmektedir.

“Ölüm kavramı” her yaştan insan için kaçınılmaz bir gerçektir. Fakat çocukların bu kavramı öğrenmesi ve yakınlarında tecrübe etmesi şüphesiz ki daha çok belirsiz ve endişe verici olabilmektedir. Hemen her an ölümle içli dışlı olduğumuz bu hayatta, ölüm denen gerçeği elbette ki çocuklara anlatmak, ölümün varlığından haberdar olmalarını sağlamak oldukça önemlidir. Bu bağlamda küçük okurlara bu tatsız kavramı daha zarif ve anlaşılır bir dille anlatmak için pek çok eser kaleme alınmıştır. Wolf Erlbruch’ın kaleme aldığı Ördek, Ölüm ve Lale bu metinlerden biridir.

Çocuklara ölüm kavramını gelişim süreçlerini gözeterek anlatmak, zihinlerinde oluşan belirsizliği gidermek için anahtar görevindedir. Gelişim açısından bakıldığında her yaş döneminin ölümü algılayış biçimi farklılık göstermektedir. Nitekim, okul çağı dönemindeki çocuklarda ölüm kavramı kademeli olarak gelişir. Bu dönemdeki çocuklar önce ölümün kaçınılmaz olduğunu sonra kendilerinin de başına gelebileceğini kademeli olarak algılarlar ve ayrıca ölümün yaşlanma, kaza geçirme gibi somut bir nedenden kaynaklandığını düşünürler (Bildik 226). Bu bağlamda bakıldığında Ördek, Ölüm ve Lale anlatısı okul çağı dönemindeki çocuklara ölümü naif bir dille aktarır.

Anlatıda Ördek, bir gün Ölüm'ü fark eder ve Ölüm'e kim olduğunu, neden kendisini takip ettiğini sorar. Ölümü fark etmek ve hayatın bir parçası olduğunu anlamak, herkes tarafından kaçınılmaz olduğu gibi Ördek için de kaçınılmazdır. Ancak hep görmezden gelindiği için Ördek’in Ölüm’ü fark etmesi Ölüm’ü mutlu eder. Ölüm kim olduğunu söyler ve bunun üzerine ölüm karşısında verilmesi normal olan bir tepki olarak Ördek irkilir. Ördek’in Ölüm’ü fark etmesi, Ölüm’ün kendisi için geldiğini ve bir şeylerin ters gittiğini düşünmesine neden olur. Ölüm, Ördek’in “ne olur ne olmaz” diye doğduğundan beri yanında olduğunu söyler. Anlatıda “ne olur ne olmaz” söylemi Ördek’in kafasını kurcalar. Ölüm'ün “Yani başına kötü bir şey gelirse diye. Ağır bir soğuk algınlığı veya bir kaza. Başımıza ne zaman ne geleceği belli olmaz” (Erlbruch 5) şeklinde vermiş olduğu karşılığın okuyucunun gelişim düzeyi ile paralel olduğu söylenebilir.

Ördek'in tedirginliğini gören Ölüm ise Ördek'e dostça gülümser. Anlatıcı Ördek, Ölüm’ü "Aslında bir an için kim olduğu unutulursa Ölüm çok hoş birisiydi" (7) şeklinde tanımlar. Bu noktada hayatımızda da ölümün varlığını unutup onunla yaşadığımızı varsayarsak Ördek, Ölüm’ün dostça gülümsemesine binaen Ölüm’ün kim olduğunu unutup Ölüm ile arkadaş olur ve onunla vakit geçirmeye başlar. Anlatının illüstrasyonunda başından beri Ölüm’ün elinde tuttuğu Lale dikkat çeker fakat Ördek ile Ölüm arkadaş olduktan sonra anlatıcının Lale’yi illüstre etmediği görülür ta ki anlatının sonlarına kadar. Anlatıda Ölüm ile Ördek gölde vakit geçirirken Ölüm’ün üşümesi üzerine Ördek, Ölüm’e sarılarak onu ısıtır. Ölüm kimseden görmeyeceği yakınlığı ve sıcaklığı Ördek’ten görmektedir. Buna istinaden, Ölüm’ün onun yanında ne için var olduğunu artık tamamen unuttuğu düşünülebilir. Fakat anlatıda bu unutuşun uzun sürmediği anlaşılır. Ertesi gün uyandıklarında Ördek’in “ölmemişim” (11) deyip Ölüm’ü uyandırması, Ördek’in “ya ölseydim?” (12) demesine Ölüm'ün cevaben "o zaman böyle geç saatlere kadar uyuyamazdım" (12) demesi ve “bu kadar kaba ifade etmesine hiç gerek yoktu” (12) diye düşünmesi Ördek’in ölümü tekrar hatırlamasını destekler niteliktedir. Bu hatırlamadan itibaren Ördek ölüm hakkında yeniden düşünmeye ve ölüm ile alakalı sorular sormaya başlar. Ölümün ne olduğu, nasıl gerçekleştiği ile alakalı sorular sorarak anlamaya çalışmak yine okurun gelişim düzeyi ile bağdaşmaktadır. Okur, merak edebileceği soruların cevaplarını Ördek aracılığıyla alır.

Öte yandan anlatıda Ördek’in sorduğu pek çok soruya Ölüm’ün çok net cevaplar vermediği de görülür “Mümkündür, kanatlarınız var sonuçta”, “siz ördeklerin ne kadar tuhaf hikâyeleri varmış böyle. Ama kim bilir, olabilir tabii” (13-14). Bu tutumla, “ölüm”ün bir yanıyla bir belirsizlik olduğu fikri ve aynı zamanda bu belirsizliğin okuyucunun inancına göre de şekillenebileceği gerçeğinin okura aktarılmak istendiği düşünülebilir. Aksine, ölümle ilgili bilinen tek şey olan hayatla bir bağımızın kalmayacağı gerçeğiyse anlatıda okuyucuya doğrudan anlatılmıştır. Ördek ile Ölüm’ün bir ağacın tepesinde gölü seyretmeleri üzerine Ördek’in “Ben öldüğümde böyle olacak demek, göl tek başına kalacak. Bensiz” (17) demesi ve Ölüm’ün buna “Sen ölünce göl de yok olacak. En azından senin için” (19) şeklinde karşılık vermesi, hayatla bağın kesildiği gerçeğine doğrudan dikkat çekmektedir.

Anlatı, Ördek ile Ölüm’ün daha az konuşup daha çok vakit geçirmesiyle devam eder ve bir gün Ördek üşür tıpkı daha önce Ölüm’ün gölde ıslanıp üşümesi gibi. Bu sefer sarılıp ısıtma sırası Ölüm’e gelmiştir ve Ölüm bir şey fark eder. Ördek ölmüştür. Bu noktada anlatıcı, Lale’nin resimlenmesini yeniden görmeye başlar. Ördek’in tüylerini düzelten Ölüm, anlatının başlarında Ölüm’ün elinde gördüğümüz Lale’yi Ördek’in üzerine yerleştirerek göle bırakır ve gölde hafifçe iterek uzaklaşmasını izler. Anlatı, Ölüm’ün bir üzüntü hissettiği ama hayatın böyle bir şey olduğu vurgusuyla biter. Anlatının adında dikkat çeken Lale, anlatı içerisinde sadece görsellerle okura aktarılmıştır. İlk başlarda Ölüm’ün elinde olan Lale’nin, Ördek ile Ölüm’ün arkadaş olmasıyla birlikte illüstrasyonda yer almadığı ancak Ördek’in ölmesi ile birlikte tekrar illüstrasyonda yer alması dikkat çekmektedir. Belli ki anlatıcı, Lale’nin ne olduğunu ve ne şekilde yorumlanmasını okura bırakmıştır.

Ördek, Ölüm ve Lale anlatısı metaforik anlatımı ile ölümü okul çağındaki çocuklara anlatmak için kaleme alınmış bir anlatıdır diyebiliriz. Fakat anlatının felsefi bir yanının da olduğu aşikârdır. Bu bağlamda, yetişkin okuyucuya da hitap ettiğini söyleyebiliriz. Ölüm kavramının hayatımızın bir gerçeği olması dolayısı ile hayata yeni başlamış çocukların ölüm kavramını henüz yakınlarında tecrübe etmemişken onlara anlatmak büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple çocuklara yönelik anlatılar önem ihtiva etmektedir. Gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak anlatılar değerlendirilip bu değerlendirmeler sonucu çocuk okura aktarılmalıdır. Bu anlamda Wolf Erlbruch çok zarif ve başarılı bir dil kullanıp anlatıyı resimlendirmiştir.

 

Kaynaklar

Bildik, Tezan. “Ölüm, Kayıp, Yas ve Patolojik Yas”. Ege Tıp Dergisi 4 (Aralık 2013): 223-9.

Erlbruch, Wolf. Ördek, Ölüm ve Lale. Çev. Bahar Siber. İstanbul: Hep Kitap, 2019.