Kuşluk Dergisi Özelinde Abdurrahman Ekin İle Söyleşi
Kuşluk adının sadece gün doğumunu ve sabahın bereketli anını simgelemediğini söylemem gerek. O zamansal metaforunun yanında, bir mekânsal anlam da taşıyor.
Kuşluk adının sadece gün doğumunu ve sabahın bereketli anını simgelemediğini söylemem gerek. O zamansal metaforunun yanında, bir mekânsal anlam da taşıyor.
Metin Özdamarlar, baki kubbede hoş bir seda bırakmaya çalışan bir öğretmen, bir yazar, bir insan. Önünde sıfatlar, rütbeler, makamlar, payeler, unvanlar taşımayı sevmeyen bir kul.
Sanat alanında etkinlikler yapabileceğimiz, atölyeleri rahat yapabileceğimiz, ebeveynlerin birbirleriyle rahat sohbet edebilecekleri ortak kitap tahlillerinde buluşabilecekleri kocaman bir yer hayal ediyorum.
Benim çocukluğumda Transformers, Hayalet Avcıları ve Voltran gibi transhümanist çizgi filmler, ThunderCats ve Ninja Kaplumbağalar gibi posthümanist çizgi filmler mevcuttu.
Kitabımda kaleme aldığım transhümanizm ve posthümanizm kavramları kulağımıza yeni gibi gelse de aslında yeni kavramlar değil.
Websitesini kurma nedenim artık basılı eserlerin tek başına yetersiz kalması ve öğrendiğimiz bilgilerin çoğunun web’den gelmesi.
Müziğe dair ve oyunsu bir isim bulmak istedik. Benim küçükken en sevdiğim oyun saklambaçtı. Saz da tüm enstrümanların genel adı olduğundan kelime ile biraz oynayarak Sazlambaç dedik. Tahir’in fikriydi, çok sevdik.
"Dünyada çocuk edebiyatı çoktan olağan bir disiplin alanı hâlinde üniversitelerin ilgili bölümlerinde yerini aldı ve bu gelişerek sürüyor.
Benim annem ilkokul öğretmeni, titiz bir kadındı ama bizi hep mutfakta yanında isterdi. Şimdi fark ediyorum sıkıntılı zamanlarımızda mutfakla terapi yapıyormuş bize. Normalde karşısına oturtsa, o kırmızı koltuğa yatırıp “Anlat bakalım okulda ne oldu,
Zengin Türkçeyi çok önemsiyorum. Çocuklar mecazı çok kolay anlamazlar mesela ama Türkçe mecazlı bir dildir, bunun dozunu ayarlamak çok önemlidir. Dokuz yaşındaki bir çocukla, beş yaşındaki bir çocuk için kullanacağınız dil aynı değildir.